parasepia - ilahi topluluk
astral seyahat, astral projeksiyon ya da beden dışı deneyim olarak adlandırılan olay, ruhun kısmen fiziksel bedenden ayrılarak bunu yapan kişinin bulunduğumuz yaşam alanı dahil diğer katmanlarda seyahat edebilmesidir.

“ruhun kısmen bedenden ayrılması” dedim ama aslında parapsikoloji camiasında fiziksel bedenden ayrılanın astral beden olduğu söylenir.

astral seyahat spesifik değildir, her insanda bu özellik bulunur. spesifik olan tek şey astral seyahati gerçekleştirebilme süresinin kişiden kişiye göre farklılık göstermesidir.

astral seyahat teknikleri ya da astral projeksiyon teknikleri dediğimiz yöntemler uygulanarak beden dışı deneyimi yaşamak isteyen bireyler bilmelidirler ki süre çok uzun olsa bile yürekten isteyerek, inanarak çalışmalara devam etmeleri astral seyahati gerçekleştirebilmeleri için yeterlidir.

peki, astral seyahat nasıl gerçekleşir?

astral seyahat tüm ruhsal çalışmalarda olduğu gibi temel olarak yalnızca hayal etmeye dayanır. hayal etmenin yanı sıra perhiz yapmak, bedensel ve ruhen bu deneyimi yaşayacak olgunluğa erişmekte gerekir.

bu üç önemli şart ve diğer gereksiz ayrıntılar yerine getirilince enerji bedenlerinden birisi olan astral beden sayesinde kişi fiziki bedeninden ayrılır. bulunduğu katmana ve şartlarına uygun bir biçimde yüce yaradan’ın var etmiş olduğu güzellikleri keşfedip madde ötesi alemi keşfetmeye başlar.

astral seyahat katmanları, yaşadığımız dünya içerisindeki farklı alemler ya da boyutlar olarak düşünülebilir. bu katmanları seçme şansı yolun başındaki kişiler için mümkün değildir.

yeni başlayanlar bulunduğu ruhsal düzeye göre ilgili katmanda seyahatlerine başlar. kendini geliştirip deneyim kazandıkça üst katman dediğimiz noktalara ulaşabilir ve istediği katmanlar arasında seyahat edebilir.

çoğunluğun istediği, “astral seyahat yapayım ve yaşadığımız dünya içerisinde gezineyim” dir ama takdir edersiniz ki o noktaya ulaşabilmek kolay bir meziyet değildir.

o noktaya ulaşabilenler anadolu da sıkça duyduğumuz “ermişler, erenler” dediğimiz kişilerdir ve onlar madde ötesine ulaşmış olmalarına rağmen aynı zamanda maddeye etki edebilecek kadar ruhsal gücü elinde bulunduran kişilerdir de.

herkesin astral seyahat hakkında bildiği doğru, bu seyahat bulunduğumuz dünya içerisinde gerçekleşse bile enerji beden ile yapıldığı için hiçbir maddeye dokunulamayacağıdır.

yalnızca olan biteni seyredip işitebilirsiniz. sıradan insanların yapabileceği yalnızca bu kadardır. kimse sizi görmez, binaların, yapıtların içlerinden geçerek “seyahat” kavramını hakkıyla yerine getirmekle kalırsınız.

en uç, en ileri nokta dediğimiz yere yalnızca ilahi kudret ile gelebilirsiniz ve oraya ulaştığınız anda dünyanın hatta evrenin istediğiniz yerine istediğiniz anda yalnızca enerji bedeniniz ile değil fiziksel bedeniniz ile de ulaşabilirsiniz.

i̇nsanın aklının alamayacağı hayal dahi edemeyeceği hatta inanmayacağı bu özellik her insanda bulunmaktadır ve ortaya çıkacağı güne kadarda bulunmaya devam edecektir.

yapmanız gereken tek şey istemektir. eğer bir şeyi gerçekten isterseniz yaratıcı, evren, adına her ne derseniz, o isteğinize ulaşabilmeniz için gerekli işaretleri yollayacaktır. yapmanız gereken yalnızca istemek ve iç sesinizi dinlemektir.
göz rengi değiştirme kendine mevcut rengi yakıştırmayan veya farklılık arayan insanların merak ettiği ve göz rengi değiştirme yöntemlerine başvurduğu karışık bir konu. bunun için lens takmak veya varsa göz rengi değiştirme ameliyatı dışında bizim değineceğimiz yöntem tabii ki metafizik penceresinden olacaktır.

biyokinezi, vücutta değişiklik yapmak üzerine yoğunlaşan bir daldır. biyokinezi ile göz rengi değiştirme hadisesi bir çok insan tarafından denemeler yapılarak test edilmiş ve kalıcılığa ulaşmasa bile göz renginde fark edilebilir sonuçlar doğurduğu gözlemlenmiştir.

biyokinezi dışında şifa için şifacılık alanında bir çok konu yer alsa da maalesef vücut değişikliği hususunda özel bir alan bulunmamaktır. tam da bu noktada insanların aklına telkin veya frekans ile göre rengi değiştirme mümkün müdür sorusu gelmektedir çünkü telkin veya frekans her alan için uygulanabilecek araçlar olarak görülmektedir.

telkin, göz renginizin değiştiğine dair şeyler söyleyerek bilinçdışınızı(bilinçaltı) bu konuda ikna etmeye dayalıdır. örneğin telkinde, “mavi gözlere sahibim, mavi gözlerim ile insanların dikkatini üzerime çekiyorum” tarzında şeyler söylenerek mavi gözlere sahip olduğunuz düşüncesini beyninize işlemeye çalışır.

telkin normal olaylarda işe yarayan bir şey. ama ruhsal güçlerde telkinler hiçbir şekilde işe yaramaz. çünkü biz beynimiz ile bunları gerçekleştirmiyoruz. ruhun gücünü açığa çıkarmadıysanız eğer, telkinler hiçbir işe yaramayacaktır.

frekanslar ise beyninizi yapay olarak alfa, beta, teta veya delta gibi dalga boylarına sokmaya çalışır (hangisine ihtiyacınız varsa).

tamam soksun. bunun bize ne yararı var? siz biyokinezi çalışması yapmadıktan sonra beyninizin hangi dalga boyunda olduğunun bir önemi yok ki.

şöyle düşünün. yoğun olarak protein tüketiyorsunuz. ama spor yapmıyorsunuz. çok fazla protein yemeniz kaslı bir vücuda sahip olmanızı sağlamaz ki. hatta fazla protein tükettiğiniz için bu vücudunuz için zararlı olur.

siz biyokinezi çalışması yapmıyorsanız frekans dinlemenizin bir anlamı yok. çalışma yapmadan 15-20 dk önce dinlemeye başlayıp, çalışma esnasında da bu frekansları dinlemelisiniz.

burada çok önemli 2 sorun var.
1.si, frekansı hazırlayan insanlar parapsikoloji konusunda bilgililer mi ki ona uygun frekansları hazırlıyorlar? çoğu insan sağdan soldan bulduğu frekanslara ilgi çekici başlıklar atarak youtube'a yüklüyor.

örneğin bulduğu frekansa “göz rengi değiştirme” başlığını atarak yüklüyor ve sizde bunu dinliyorsunuz. halbuki frekansın göz rengi değiştirme ile alakası bile yok.

bu sorun telkinlerde de mevcut. telkinleri duymadığınız için, dinlediğiniz şeyin hangi konuyla ilgili olduğunu bilmiyorsunuz. beki telkin ayağına sizleri kötü yola itecek şeyler söyleniyor? duymadığınız için ne olduğunu da bilmiyorsunuz.

2.si, frekanslar beyne zarar verir. örneğin delta durumuna uyku esnasında geçeriz. yani şu an uyanıksanız belli ki delta dalga boyunda değilsiniz. ama yapay olarak delta için frekans dinlerseniz, beyninizi olmaması gereken bir şeye sokmaya çalışırsınız ve bu tabii ki son derece zararlıdır.
bu, kolunu kullanman gerekirken zorla bacağını kullandırtmaya benziyor.

şunu unutmayın, yapay olan her şey zararlıdır. size kısa vadede başarı vaadi sunduğu için denemek istersiniz.. ama denemeyin. i̇kinci olarak şunu da unutmayın, kısa yollar her zaman tehlikelidir.
kısa yoldan zengin olmaya çalışıp zengin olan var mı? olay tamamen bundan ibaret (:

merak etmeyin. henüz ruhun gücünü açığa çıkarmadığınız için tamamen doğal bir şekilde dalga boyuyla ilgili bağlantılı olarak göz rengi değiştirme olayını biyokinezi ile göz rengi değiştirme başlığında anlattım, gerekliye bilgiye oradan ulaşabilirsiniz.
biyokinezi, ruhun gücünü kullanarak bedende her türlü değişikliğin yapılması olayıdır. telekinezinin alt dallarından birisidir.

ruhun gücü odaklanarak, hayal edilerek kontrol edilir ve ortaya gözle görülebilen fiziksel değişimler çıkartılır.

biyokinezi, ruhun gücünün odaklanma ve hayal edilerek kullanılması sonucu gerçekleşir. ruhun gücü bu iki yöntemle kontrol edilse de asıl önemli olan şey ruhun gücünü açığa çıkarmaktır.

ruhun gücü yıllar alan uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkar. az yemek yemek, hayvansal gıdaları tüketmeyi bırakmak, yoğun ibadetlerle manevi ilerlemeyi sağlamak gerekir.

biliyorum ki çoğu kişi bunları yaparak ruhun gücünü açığa çıkarmak ile uğraşmayacaktır. bu sebeple diğer ruhsal güçlerde bu uygulanamasa da, biyokinezi ile göz rengi değiştirme uygulaması için ruhun gücünü açığa çıkarmak adına kolay bir yöntem deneyebiliriz.

biyokinezi ile göz rengi değiştirme haricinde boy uzatma, saç rengi değiştirme, burun düzeltme, kemiklerde değişiklik yapma, yaraları iyileştirme gibi hayal edebileceğiniz her şey yapılabilir.

biyokinezi ile göz rengi değiştirme ve yaraları iyileştirme haricindekiler teorik olarak yapılabilir ama yapabilmek çok uzun yıllar alır. kimse 20-30 yıl gibi uzun bir süre biyokinezi çalışması yapmadığı için, uygulamada hiç kimse bunları gerçekleştirememiştir.

ruhu olan her insan biyokineziyi yapabilir. evet her insanın ruhu var (: ama yukarıda açıkladığım gibi çalışma yapıp kendini geliştirmeyen insanlar tabii ki biyokineziyi yapamaz.

o zaman ruhu olan ve istikrarlı bir şekilde çalışma yapan herkes biyokineziyi başarabilir diyebiliriz.
biyokinezi ile göz rengi değiştirme de dahil, biyokinezi ile yapılan hiçbir çalışma zararlı değildir.

biyokinezi de en popüler olan şey göz rengi değiştirmedir. her popüler şeyde olduğu gibi bu da cahillerin saldırısına maruz kalmıştır.

göz renginizi değiştirmek için hayal ederken, eğer yanlış hayal ederseniz istediğiniz göz rengi haricinde farklı bir göze sahip olursunuz, yanlış hayal ederseniz kör olursunuz gibi bir sürü zırvalık ortalıkta dolaşmaktadır.

böyle bir şey asla söz konusu değildir. yanlış hayal ettiğinizde kör olmayı bırakın, farklı gözlere bile sahip olamazsınız. bunlar tamamen cahil insanların götünden uydurduğu şeylerdir. lütfen bu tarz şeylere itibar etmeyin.

biyokinezi ile göz rengi değiştirme nasıl yapılır;

1- gece yatarken 3-5 saat sonraya alarm kurun.
2- alarm çalınca uyanıp alarmı kapatın. aynanın karşısına geçerek oturun ve gözlerinizi kapatın.
3- karanlığın içinde uzunca bir merdiven hayal edin ve yavaşça bu merdivenleri çıkmaya başlayın. merdivene bir adım attığınızda nefes alın, diğer adımı attığınızda nefesinizi verin. bunu yaparken de bedeninizin rahatlayıp gevşediğini düşünün.
4- uykunuz ağırlaştığında ve bedeniniz tamamen gevşediğinde bir sonraki adımı uygulamaya başlayabilirsiniz.
5- göbek deliğinizin orada yani karnınızda büyük, yuvarlak bir enerji olduğunu hayal edin. bu enerjiyi, gözlerinizi hangi renk yapmak istiyorsanız o renkte hayal edin.
6- karnınızdaki enerjinin yukarıya doğru çıktığını hayal edin. enerjiyi göğsünüze, boğazınızdan yukarıya doğru gözlerinize kadar getirin.
7- enerjinin gözlerinizin içine dolduğunu düşünerek gözlerinizin renginin değiştiğini hayal edin.
8- 5dk boyunca enerjiyi gözlerinizin içine doldurun ve gerçekten göz renginizin değiştiğine inanın.
9- çalışma bittikten sonra yavaşça gözlerinizi açarak aynaya bakın.

dikkat:
aynanın karşısında oturmuş bir vaziyette çalışmayı yaparken çok uykunuzun olduğundan emin olun. uyku ve uyanıklık arasında olmanız gerekiyor ki çalışma işe yarasın.

gözlerinizi açıp aynaya baktığınızda hiçbir şey görmemeniz gerekiyor. odanın ışığı kapalı olsun ve karanlık olduğu içinde göz renginizi göremeyin.

her gün bu çalışmayı yapın ama hiçbir zaman aynaya bakmayın. çünkü siz bu konuda yenisiniz ve bir kerelik bir çalışmayla göz renginiz değişmez. aynaya bakarsanız eğer, göz renginizin değişmediğini görür ve bu konuya olan inancınız gider.

bu sebeple siz çalışmayı yaptıktan sonra göz renginizin değiştiğine inanın ve buna inanmış bir vaziyette hayatınıza devam edin. bunu söylediğim şekilde yaparsanız zaten aynaya bakmanıza gerek kalmaz çünkü sizi tanıyan birisi göz renginizin değiştiğini size söyleyecektir.

not: sharingan kan bağıyla aktarılan bir göz tekniğidir. ananda babanda bu göz yoksa maalesef sende de sharingan mevcut değildir. bu durum herkes tarafından biliniyor olsa da yine de belirtmek istedim (:
parapsikoloji, doğaüstü güçleri açıklamak için bilimsel metotlar yardımıyla çeşitli çalışmalar yapıp paranormal olayları açıklamaya çalışan geniş bir disiplindir. parapsikoloji ile ilgilenen kişilere parapsikolog denir.

parapsikolojinin başlıca alt dalları;
- telekinezi (psikokinezi)
- astral seyahat
- duyular dışı algılama (telepati, durugörü, prekognisyon, premonisyon vs.)
- levitasyon
- psikometri
- ışınlanma
- tekinsizyer
- radyestezi
vb.
telekinezi, dokunmadan maddeleri kontrol etmek yani onlara hükmetmektir. telekinezi çoğunlukla “dokunmadan cisimleri hareket ettirmek” olarak bilinsede bu yeterli bir tanım değildir. hareket ettirmek bir yana, telekinezi ile maddelerin yapısı değiştirilebilir.

kimi yerde zihin gücü, kimi yerde ise ruhun gücü sayesinde telekinezi yapılabildiği söylensede telekinezinin gerçekleşmesi için yapılan çalışmalar aynıdır. insanlar inanç ve alışkanlıklarına göre çeşitli görüşleri benimseyip diğerlerine öyle aktarmıştır.

parapsikolojide olduğu gibi telekinezide de alt dallar bulunmaktadır, bunlar kinezi olarak isimlendirilmiştir. telekinetik gücün farklı maddeler için uyarlanmış halidir ve tamamen fantezi ürünüdür.

((bkz:kinezi çeşitleri))
kinezi, telekineziden doğan bir kavramdır. telekineziden farklı bir şeymiş gibi bahsedilmesine rağmen aslında telekinezinin alt dalları için kullanılan bir tabirdir.

telekinezi, dokunmadan cisimleri hareket ettirmek olarak bilinse de gerçek olan “dokunmadan maddeye etki etmektir”. i̇nsanlar farklı maddeler için farklı hayaller(imajinasyon) kullandıkları için her birine farklı isim vermeyi tercih etmiş ve kineziler doğmuştur.

telekinezi ile aralarında yalnızca hayal farkı var diye onları telekineziden koparmak bence yanlıştır ama insanlar yine de sorgulamadan kullanmaya devam etmektedir. kinezi adının kullanılması sorun olmasa bile içine sahte bilgilerin sıkıştırılmasının kolaylığı sizlerin doğru bilgiye ulaşması noktasında büyük bir sorun oluşturmaktadır.

bu konudaki örnekleri görmek ve kinezi nedir daha iyi anlamak için; ((bkz:kinezi çeşitleri))
kinezi çeşitleri yabancı kaynaklarda 150 civarı olsa da ülkemizde pek azı bilinmektedir. bilinmemesi olumsuz değil aksine olumlu bir durumdur. çünkü bizim bildiklerimizin çoğu sahte iken bu durumda 150 tanesini ayıklama derdinden de kurtulmuş oluyoruz.

gerçek kineziler

biyokinezi: canlıların bedenini evrimleştirme yöntemidir. i̇nsanlar biyokinezi ile yalnızca göz renginin değiştirilebildiğini düşünse de normale göre daha güçlü, daha hızlı olmak gibi diğer usturuplu amaçların gerçekleşebilmesine olanak sağlar. tanımlarken “bedenin evrilmesi” tabirini kullandım ama bu da bir yere kadar. sırtınızdan kanat çıkarmak falan çok ütopik bir düşünce.

elektrokinezi: elektriğe hükmetmektir. telekineziden bahsederken ışıkları yakıp söndürebilirsiniz derken aslında elektrokinezi kastedilir. elektrik akımına istediğiniz müdahaleleri yapabilirsiniz. işıkları yakıp söndürmek, elektronik cihazları kontrol etmek, şarj etmek gibi şeyler yapılabilir.

terrakinezi: toprak kontrolüdür. başlangıç çalışması olarak toprak hareket ettirilmeye çalışılır ama zaten telekinezi madde kontrolü iken bunu toprak, su, süt vs. diye ayrı isimler altında anlatmak mantıksız. i̇leri ki aşamalarda sarsıntılar yani depremler yapabileceğiniz söylenir ama o kısımları gerçek değil, boş yere uğraşmayın.

pyrokinezi: ateş kontrolüdür. ateş yakabilir, ateşi söndürebilir, mevcut ateş üzerinde etkiler yapabilirsiniz. ateşi arttırıp azaltmak, yönünü belirlemek pyrokinezinin işlevidir.

hidrokinezi: su kontrolüdür. hidrojen ve oksijeni birleştirip su oluşturamazsınız ama mevcut suyu hareket ettirebilirsiniz. bu konuda girdap oluşturmaya çalışmak zevklidir.

aerokinezi: hava kontrolüdür. rüzgarsız bir yerde örneğin odanızda rüzgar oluşturabilir, rüzgarı istediğiniz şekilde kontrol edebilirsiniz. levitasyona benzer şekilde hatta neredeyse aynı yöntemle havayı yoğunlaştırarak cisimleri uçurabilirsiniz. akciğerdeki oksijeni boşaltarak ölümcül zararlar verebilirsiniz.

lunarkinezi: negatif enerji kontrolüdür. telekinezinin olumsuz duygular kullanılarak yapılan şeklidir aslında. buna lunarkinezi yerine nazar da diyebilirsiniz.

sahte ve gereksiz kineziler

sonokinezi: ses dalgalarının kontrolüdür. örneğin bağırırken ses şiddetinizi arttırıp camları patlatacağınız söylenir ama gerçek değildir.

fotokinezi: işık kontrolüdür. işınları istediğiniz gibi büküp çeşitli fanteziler gerçekleştirebilirsiniz dense de tamamen x-men hayrını gençlerin uydurmasıdır.

umbrakinezi: karanlık kontrolüdür. çoğunlukla bahsedilen gölgeleri kontrol edebileceğinizdir ama kimsede çıkıp demiyor ki “fiziksel olanı değiştirmeden yansımasını nasıl değiştireceksin? “

laktokinezi: süt kontrolüdür. en çok sevdiğim uydurma kinezidir. sütten yoğurt falan yapabilirsiniz :d

gyrokinezi: kütle çekim kontrolüdür. dünyanın kütle çekimini azaltayım herkes uzaya fırlasın diyorsanız uğraşacağınız kinezi budur.

termokinezi: maddeleri ısıtma kinezisidir. suyu ısıtıp buharlaştırabilir atmokinezi ile birleştirip yağmur yağdıra bilirsiniz.

bu başlık altındaki kinezilere tek tek sahtedir yazmıyorum ama umarım inanmıyorsunuzdur. bu da gerçek değil tabii ki.

cryokinezi: maddeleri soğutabilirsiniz. buz devrine dönebilmek için bir bakışınızla okyanusları, denizleri dondurmanız yeterli.

gereksiz kineziler

atmokinezi: atmosfer olaylarının kontrolüdür. yağmur yağdırmak gibi şeyleri yapabileceğiniz söylenir ama yapamazsınız. sahte olmasının yanı sıra hidrokinezi ve aerokinezi varken kendisi gereksizdir.

nekrokinezi: tanımı canlı varlıkları öldürmek olarak geçiyor ama cansız varlıkların öldürülemeyeceğini düşünen bir tek ben varım galiba. bu kineziye ayrı bir isim verilmesinin saçmalığını siz tahmin edin. yıllarca çalışmadan o seviyeye gelmeniz mümkün değil ama canlıları aerokinezi ile akciğerdeki havayı boşaltarak, pyrokinezi ile yakarak, hidrokinezi ile boğarak, elektrokinezi ile çarparak öldürebilir ve terrakinezi ile toprağın altına gömebilirsiniz. yani canlıları her biri ile ayrı ayrı öldürülebiliyorken böyle bir isim vermek saçma değil mi?

bunlar gibi sayamayacağım kadar çok kinezi var ve açıkçası yazmaktan yoruldum. mantığınızı kullanılırsanız hangilerinin gerçek, sahte ya da gereksiz olduğunu anlarsınız.

gerçek dediğim kineziler aslında diğerlerine nazaran gerçek olsa da onları da telekineziden ayrı değerlendirmek bana göre yanlış. en azından diğerlerine göre yapılabilme ihtimali daha fazla.

i̇smi olan her şeyin sonuna “kinezi” kelimesini yapıştırdıklarında kendilerini yeni bir şey icat etmiş zannediyorlar ama gördüğünüz gibi aslında öyle değil.
void state, bilincin boşluk durumuna geçme halidir. felsefi anlamda "hiçlik" kavramına denk gelir. keşişlerin yoğun meditasyon sırasında ulaştığı yüksek bilinç olarak da ifade edilmektedir.

void state'in temel prensibi saf bilince ulaşarak gerçek zamandan sıyrılmaktır. evren tüm ihtişamıyla işlemeye devam ederken, void state'e geçen kişi için zaman durmuş, bilinci boşlukta süzülmektedir.

void state başarı hikayeleri, olumlama ve telkin kullanarak boşluk halini kendi lehine çeviren insanlardan oluşmaktadır. hayatta ulaşılmak istenen bir hedef varsa, void state insanın içindeki gücü ortaya çıkarmak için kullanılabilmektedir.

bu rehber void state'in metafizik olarak kullanılmasını öğreten bir kılavuzdur. bahsedilen bilgi ve uygulamalar kendinizi gerçekleştirmeniz için özel olarak hazırlanmıştır:

void state nedir, ne demek?

void state, boşluk anlamına gelen "void" ve durum anlamına gelen "state" sözcüklerinden oluşturulmuştur. void state'in kelime anlamı "boşluk durumu" şeklindedir.

void state, zihindeki düşüncelerin tamamen susması ile ulaşılan yüksek bilinç halidir. dış dünyadan sıyrılarak tüm benlikle iç dünyaya yönelmektir.

zihin kontrol edildiğinden dolayı bilinçaltı savunmasız kalır ve telkinler ile direkt müdahaleye açık hale gelir. void state yapanlar bu gücü kullanarak kendilerini istedikleri gibi programlayabilmektedir. ayrıca düşüncenin etkisinin artması manifest yaparak isteklere ulaşmayı da sağlamaktadır.

void state nasıl gerçekleşir?

void state sırasında beden işlevlerini yavaşlatarak uyku durumuna geçer ama uyumaz. zihin ise bedenin yavaşlamasını fırsata çevirerek daha canlı hale gelir. bu durum trans, uyku ve uyanıklık arası veya yakaza hali olarak ifade edilir.

öncelikle zihin gevşetilerek tüm düşünceler serbest bırakılır. bu sayede tıkanıklık oluşmayacak ve geçiş kolaylaşacaktır. telkin kullanılarak zihin yönlendirilir ve boşluk haline kapı aralanır. tek yapılması gereken geçmeyi istemek ve void state'e girmektir.

void state belirtileri

void state'e geçildiğini anlamak için belirtilere bakılabilir. fark edilmemesi mümkün olmayan bu işaretler sayesinde void yapıldığı kolayca anlaşılabilir.

void state belirtileri:

- uçma ve boşlukta süzülme hissi,

- hafiflik ve huzur duygusu,

- akla gelen düşüncelerin kesilmesi,

- bilincin berraklaşarak netleşmesi,

- bedene olan bağımlılığın ortadan kalkmasıdır.

bunların yanı sıra geçiş sırasında karıncalanma hissedilebilir.

void state ile neler yapılabilir?

void state yalnızca boşluk durumuna ulaşarak farklı bir deneyim yaşamak için yapılmaz. zihindeki kalıplaşmış düşünceler yumuşatılabilir, zararlı düşünceler temizlenebilir, kişi kendisine fayda sağlayacak biçimde oto davranışlarını düzenleyebilir, manifestlerini güçlendirilebilir.

tüm bunları listeleyecek olursak void state ile yapılabilecekler:

- manifest yaparak evrensel çekim yasasını güçlendirmek,

- bilinçaltını temizleyerek zararlı düşünce ve davranışları ortadan kaldırmak,

- olumlamalar sayesinde bilinçaltını programlamak,

- kazanılması istenen yetenekler için telkin vermek,

- shifting ile gerçekliği değiştirmek,

- i̇ngilizce öğrenmek,

- zayıflamak,

- huzurlu bir zihne ulaşarak dinlenmektir.

void state tehlikeli mi, zararlı mı?

void state tehlikeli değildir. her insanın ruhsal ve zihinsel sağlığını artırması için ulaşması gereken bir durumdur. düşüncelerin farkında olmak, onları düzenlemek, evrensel güç ile irtibata geçmek zararlı değil aksine oldukça faydalıdır.

void state nasıl yapılır?

hayal ve odaklanmanın kontrolü ile zihnin içindeki düşünceler boşaltılır. yapılan ehlilleştirme sonucunda kişi boşluk durumuna hazır hale gelir. son adım olarak sözlü yönlendirmeler kullanılarak void state'e girilir.

adım adım void state nasıl yapılır:

- kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği sessiz bir mekan bulun.
- rahat kıyafetler giyin.
- en rahat hissettiğiniz pozisyonda oturun veya uzanın.
- zihninize yönelmek için gözlerinizi kapatın.
- gevşeyip rahatlayana kadar bedeninizdeki tüm kasları sıkıp bırakın.
- boş bir zihne ulaşmak için önce içindekileri boşaltmak gerekir. su tankı doluyken içine su eklemeye devam etmek suyun taşmasına sebep olur. taşan suyu kontrol altına almak ise oldukça zordur. i̇nsan zihni aynı durumu yaşamaktadır. beyni düşüncelerle dolu olmasına rağmen her an içerisinde yeni düşünceler oluşturulur. sonuç olarak düşünceler taşarak bilincinizi ele geçirir. düşünceleri susturmaya çalışmak ise hiçbir işe yaramayan boş bir uğraştır. yapılması gereken şey musluğu açarak içerideki tüm düşünceleri boşaltmaktır. bu sayede zihin boş hale gelir. artık yapılması gereken tek şey bilinç geçişini sağlamaktır.
- zihin boşaltıldı ve sizi bekliyor. hayal, odaklanma ve telkinleri kullanarak kendinizi boşluğa teslim edin.
- sihirli bir kuyuya atlayabilir veya boş zihne ulaştıracak spiritüel kapıdan geçebilirsiniz. bu temsili davranışı yaparken kendinize telkin verin: "void state'e geçiyorum, void state'e giriyorum".

void state gerçek mi?

psikoloji biliminin sunduğu veriler ışığında void state'in gerçek olduğu görülebilir. zihnin kontrol edilebildiği durumlardan birisi olması onu olağanüstü bir davranış olmaktan çıkarmaktadır.

void state günah mı?

yahudilik, hıristiyanlık ve i̇slamiyet'te void state günah değildir. aksine dinler yakaza olarak da ifade edilen void state'e ulaşmaya çalışmaktadır. bu sayede ilham almak kolaylaşarak tanrı ile irtibat kurulabilir.

hinduizm, budizm ve diğer tüm dinlerde de durum aynıdır. tüm din adamları void state'e geçebilmek için uzun süren meditatif uygulamalarda bulunmaktadır.

void state ne i̇şe yarar?

void state yalnızca zihinsel bir durumdur. kendi başına işe yarayacak bir eylem olarak görülmez. ancak zihnin erişilebilirliğine kapı araladığından dolayı kişiye fayda sağlayacak biçimde kullanılabilir.

void state'e girdiğimi nasıl anlarım?

void state belirtilerine sahip olup olmadığınıza bakabilirsiniz. sonraki çalışmanızda en az 1 belirtiye sahip olduğunuzu fark ederseniz void state'e girmiş olduğunuzdan emin olabilirsiniz.

void state'e nasıl girilir?

void state nasıl yapılır başlığında anlatıldığı şekilde çalışma yaparak void state'e girmeyi başarabilirsiniz.
tayyi mekan, mekan değişikliği yani modern tabir ile ışınlanmadır. bu ışınlanma i̇slam dinine inananlar tarafından kabul edilmiş bir şeydir. işınlanma mümkün mü sorusunu sormak yerine, eşrefi mahlukat mertebesine ulaşmış insanlar için ışınlanmanın tabii ki mümkün olacağını bilir ve buna inanırlar.

ruh hakkında söylenenler haricinde ekstra bir bilgiye sahip değiliz. ama biliyoruz ki insanın aslını oluşturan, görünen fiziki bedenden çok, görünmeyen ruhudur. ve bu ruh bu alemden yani madde aleminden olmadığı için bu alemin kurallarına da tabii değildir.

ruh zihin okuyabilir, insanların zihnine düşünce yerleştirebilir. bu olaya telepati denir.

ruh telepati haricinde ışınlanabilir, aynı anda birden fazla yerde bulunabilir. ve ruh tüm bunları letaif adı verilen parçaları sayesinde yapmaktadır.

çakraları daha önce duymuşsunuzdur. çakralar, bedende bulunan enerji noktalarıdır. bu bilgi uzakdoğu kökenlidir, hinduizm ve budizm kaynaklıdır. i̇slam da ise çakralara çok benzer olan letaifler anlatılır.
letaifler ruhun parçaları yani organları gibidir. nasıl ki her organın kendine has özelliği, görevi var ise letaifler de böyledir.

letaifler şu an düzgün bir şekilde çalışmamaktadır. çünkü günah işleyerek bunları kirletmemiz bir yana, şu an da ruh nefsin kontrolündedir. ruhu ibadetle güçlendirip nefsin kontrolünden çıkardığımız zaman ışınlanmak dahil tüm olağanüstü özellikleri kullanabileceğiz söylenmektedir.

tayyi mekan nasıl yapılır sorusunu sorduğunuzda şunu iyi bilmelisiniz ki benden tayyi mekan zikri, tayyi mekan esmaları, tayyi mekan suresi hatta ve hatta tayyi mekan duası gibi bir cevap alamayacaksınız. çünkü tayyi mekan bir kaç sure, esma, dua, zikir okumakla yapılamaz. ruhun nefsin esaretinden kurtulması gerekiyor ki tayyi mekan gerçekleştirebilsin. e ruhta bir kaç sure, dua vs. okumakla nefsin esiri olmaktan kurtulmaz. sizleri bu tarz yönlendiren insanlar konuyu bilmeyen, amiyane tabir ile cahil insanlardır.

bilmelisiniz ki tayyi mekan yapabilmek için 10-20-30 yıl gibi çoook uzun süreler harcayıp ruhunuzu geliştirmelisiniz. aksi taktirde söylenen diğer sözler sizleri avutmaktan, hayal satmaktan öteye geçmeyecektir.

bu kadar uzun süre bu konu için çaba harcayabilecek misiniz? hadi çabayı harcadınız. yapacağınız tüm ibadetleri tayyi mekan yani ışınlanmak için, o niyetle yapmamalısınız. eğer ibadeti tayyi mekan için yaparsanız 1 milyon yıl da ibadet etseniz yapamazsınız. farz ibadetler haricinde letaif zikri ve diğer nafile ibadetleri yaparak ruhunuzu güçlendirmelisiniz. tabii tüm bunları da "allah rızası" için, o'nun rızasını kazanmak için yapmalısınız. i̇şte tayyi mekan nasıl yapılır sorusunun gerçek cevabı budur..
hayatımda böyle sikim sonik bir anime izlemedim. gidin pepe izleyin daha iyi.

yok efendim şöyle felsefi bir anime yok efendim baş karakterinin mükemmel zekası ve felsefi alt yapısı var dediler diye başladım bitirene kadar canım çıktı.

bakın normalde hiçbir yapımı eleştiri yaparak izlemem, hatasını aramam. ne verdilerse onu alır giderim. ama bu beynini gondiklediğim lelouch denilen mala bir yetenek veriyorlar. her insanda tek bir kullanım hakkı var. güya çok zeki ama kullanmayı bilmiyor. ulan mal madem sistemi yıkmak istiyorsun her insana beni krala götür desen itaat edecekler ve o kadar bölüm boyunca krala ulaşmakla uğraşmayacaksın. zaten insanlara değer vermiyorsun, feda edilebilir olarak görüyorsun o zaman onların isyan çıkarmasıyla da uğraşmak zorunda kalmazdın.

ayrıca baş karakterin suzaku isimli bir kankası var. onun ben amına koyayım. iron man gibi bir tane robotun içine girmiş önüne geleni kesip biçiyor başka bir sik yaptığı yok.
pyrokinezi nasıl yapılır anlatmadan önce pyrokinezi nedir ilk önce buna cevap vereyim sonra ateşi kontrol etme tekniklerini tüm ayrıntısıyla sizlere sunayım.

pyrokinezi ateş kontrolüdür. ruhsal gücü açığa çıkarıp pratik yaptıkça ateş üzerinde kontrol sağlanır. telekinezinin alt dalları olarak nitelendirdiğimiz kinezilerin en popüleri ve ilgi çekici olanıdır.

sakın ola pyrokineziyi ateş elementi ile karıştırmayın. ateş elementi genelde burçlarda bahsedilir ve bu bahsetme tamamen kişilik özelliğini belirtme amaçlıdır. burçlar haricinde ateş elementi şifacılık da da kullanılabiliyor. ama konumuz şifa değil.

kısacası pyrokinezi ile ateş elementi farklı bir olay o yüzden birbirine çok karıştırmayın.

yapılacak belli başlı şeyler olsa da aslında pyrokinezi ile neler yapılacağı tamamen hayal gücünüze kalmıştır. bu tüm parapsikolojide böyle. neleri hayal edebiliyorsan onları yapabilirsin, hiçbir sınır yoktur.

yine de belirtmem gerekirse pyrokinezi ile temel olarak ateşi arttırıp azaltabilir, ateşi söndürebilir ve pyrokinezi ile ateş oluşturma çalışması yapabilirsiniz. ateş oluşturmadan kastım sıfırdan ateş yakabilmektir. çok fazla vakit ayırıp pratik yaparsanız gerçekten ateş ile bir bütün olmaya başlarsınız ve bunun sonucu olarak da artık ateşin sıcaklığından da daha az etkilenebilir hale gelirsiniz. evet bunu başarmak ateş üstünde yürüyebileceğiniz anlamına geliyor. tabii tüm bunların gerçekleşebilmesi için ciddi zaman ayırmanız ve çok fazla pratik yapmanız gerekiyor. 3-5 günde olabilecek şeyler değil bunlar.

hissetmediğin, bir bütün olmadığın şeyi kontrol edemezsin. bu yüzden ateşi kontrol edebilmek için ilk önce ateşi hissetmelisin. ateşi hissetmek içinde her gün düzenli olarak meditasyon yapmalısınız ki bu hissi gerçek anlamda yaşaya bilin. öyle ki ateşi hayal ettiğinizde bu sıcaklığı hissedebiliyor, ateşin içindeymişsiniz gibi terleye biliyor olmalısınız. ateş meditasyonu bizim ilk çalışmamız olacak. lütfen hiçbir çalışmayı aksatmadan yapmaya çalışın. çalışmaları belirttiğim sürelere riayet ederek yapın, mümkünse çalışmalara söylediğim süreden daha fazla vakit ayırın.

unutmayın ateş meditasyonu bu konunun ilk, temel ve en önemli çalışmasıdır. bu çalışma sayesinde ateşi tüm bedende hissedeceksiniz o yüzden mümkün olduğunca etkili ve uzun yapın.
2 farklı ateş meditasyonu anlatacağım ama ben 2. meditasyonu yapmanızı tavsiye ederim.

ateş meditasyonu 1

1- dik bir şekilde oturun veya sırt üstü uzanın.
2- gözlerinizi kapatın ve bir süre sakince nefes alıp verin. yalnızca nefes alışverişlerinize odaklanın. nefesinize odaklanmak zihninizi boşaltacaktır. aklınıza gelen düşünceleri susturmaya çalışmayın. nefesinize odaklanmak ve o düşüncelerle uğraşmamak bir süre sonra onları susturacaktır.
3- cehennem, yanardağ, büyük bir fırın veya yoğun ve çok sıcak büyük bir ateş hayal edin. yavaşça ateşe yaklaşın. ateşe yaklaştıkça sıcaklığını hissettiğinizi düşünün. her adımınızda sıcaklık gittikçe artıyor. yavaş yavaş sıcaklık artıyor ve tüm bedeninizde bunu hissediyorsunuz.
e sıcaklık artık çok fazla, öyle bir sıcak var ki terlemeye başlıyorsunuz. adımlarınız bitti ve artık ateşin içindesiniz. tüm bedeniniz yanıyor. yalnızca bu yanmayı hayal etmiyorsunuz aynı zamanda tüm bedeninizde bu sıcaklığı hissediyorsunuz.
eğer ki ben sıcaklığı hissedemiyorum diyorsanız geçmiş anılarınızdan yararlanın. muhakkak geçmişte eliniz falan yanmıştır ya da ateşe çok yaklaştığınız bir zaman olmuştur. i̇şte ateşe yaklaşırken aynı zamanda geçmişte elinizi yaktığınız anı düşünün ve tekrar o sıcaklığı hissedin. ve bu sıcaklığın hissini kaybetmeden artırmaya çalışın.
son olarak içinde bulunduğunuz ateşin başınızın üstünden bedeninize girdiğini düşünün. ateş tüm bedeninizi kaplasın. i̇çin için yandığınızı düşünün ve bunu hissedin.

ateş meditasyonu 2

1- bir adet mum yakıp masaya koyun.
2- sandalyeye dik bir şekilde oturup gözlerinizi kapatın.
3- i̇lk meditasyonda olduğu gibi bir süre nefes alışverişlerinize odaklanıp zihninizi boşaltın.
4- mumda ki ateşin uzayıp başınızın üstünden bedeninize girdiğini düşünün. ateşi bedeninize bir kere değil meditasyon boyunca sürekli alın, sürekli bedeninize mum ateşinin girdiğini hayal edin.
5- ateş bedeninize girerken ateşin sıcaklığını hissedin. ateşi tüm bedene, ayak parmak uçlarınız dan saç telinizin uçlarına kadar götürün. ve bunu yaparken de ateşin sıcaklığını yoğun bir şekilde hissedin. öyle bir hissedin ki tüm bedeniniz sıcaktan terlesin.

bu iki meditasyondan birini seçerek çalışmayı yapıyorsunuz. unutmayın en az 30 dakika bu meditasyonu yapacaksınız. süre lütfen fazla gelmesin, fark ettiyseniz en az dedim çünkü rahatça gelişebilmek için süreyi uzun tutmalısınız.

ateşi arttırmak ve oynatmak

meditasyonun hemen ardından gözlerinizi açın ve yanmayacak kadar elinizi muma yaklaştırın. meditasyonda bedenimize ateşi, ateş enerjisini depolamıştık ya. hah şimdide o ateşin, muma yaklaştırdığınız elinizin avucundan yavaşça çıktığını ve mumun ateşine karıştığını düşünün. bunu yaparken de mumda ki ateşin sizden çıkan ateşle birleşip arttığını düşünün.
tabii sadece arttığını düşünmeyin. sizdeki ateşle mumun ateşi karıştığı için bir bütünlük sağlandı. elinizi sağa sola oynatmadan yalnızca içinizde ateşin sağa veya sola hareket etmesini isteyin ve bunu isterken de hareket ettiğini hayal edin.

ateşi söndürmek

ateş söndürme çalışması ise biraz önceki çalışmanın tam tersi. bedenimizdeki ateşi dışarı verip mumun ateşini arttırdıktan sonra(bedeniniz tekrar eski haline dönüp soğuyana kadar ateşi boşaltın) bu seferde mumdaki ateşin avuç içinden bedeninizi girdiğini düşünün. bedeninize girdikçe mumun ateşinin azaldığını düşünün.

bu her iki çalışmada da yeni başladığınız için tam performans gösteremeyebilirsiniz. ateşi ne çok fazla arttırabilir ne de mum ateşini tamamen söndürebilirsiniz. her gün düzenli olarak bu iki çalışmayı 10’ar dakika yaptığınızda zamanla ateşte artış ve azalış gözlemleyeceksiniz.

kibrit ateşini söndürmek ve arttırmak

mum çalışması sonucu ateşi istediğiniz gibi arttırabiliyor, azaltabiliyor ve istediğiniz yöne hareket ettirebiliyor olduğunuz zaman, biraz daha zorlayıcı ve gelişiminize çok büyük katkısı olacak bir sonraki çalışmaya geçebilirsiniz.

mum ateşi sürekli yandığı için anlık olarak ateşi arttıramıyor ve azaltamıyordunuz. çünkü mum yanıyor, yani bir yere kaçtığı yok. bu yüzden ani etkilerde ustalaşabilmeniz için çalışmaları bu sefer kibrit üzerinde deneyeceksiniz.

ateş arttırma

1- yaptığınız meditasyonu bi anda hatırlayıp anlık olarak ateşin sıcaklığını tüm bedeninizde hissedin.
2- bir tane kibrit yakın ve elinizi yanmayacak şekilde ona yaklaştırın.
3- bedeninizde hissettiğiniz o sıcaklığın yani ateşin yine avuç içinizden kibrite gittiğini ve kibritin ateşini arttırdığını hayal edin.

bu çalışma ile kibrit ateşini arttırarak kibriti normal sönme süresinden daha hızlı bir şekilde söndürmeye çalışacaksınız.

ateş söndürme

1- elinizi kibrit ateşine yaklaştırdıktan sonra avuç içinizin vakum gibi, elektrikli süpürge gibi tüm ateşi içine çektiğini düşünün.
2- bunu düşünürken de ateşin bir anda söndüğünü hayal edin.

bir önceki çalışmada ateşi arttırıp hızlıca söndürmeye çalışıyorken bu çalışmada da kibrit yanıp kül olmadan söndürmeye çalışacaksınız. gönül ister ki her gün bir kibrit kutusuyla ateşi arttırma, diğer kibrit kutusuyla ateşi söndürme çalışması yapın ama maliyeti fazla olabileceği için kutu içindeki kibritlerin yarısını bölerek bu çalışmayı yapabilirsiniz. eğer ki her gün yapamazsanız iki günü geçmesin, taş çatlasın 3 günde bir bu çalışmayı yapın. ama ne kadar çok ara verirseniz o kadar gerilersiniz, bunu da aklınızdan çıkarmayın.

pyrokinezi ateş yakma çalışması

bu noktaya kadar anlattığım tüm çalışmaları doğru ve düzenli bir şekilde yaptıktan sonra belirttiğim şekilde gelişme gösterdiyseniz artık son çalışma olan pyrokinezi ile ateş oluşturma çalışmasına başlayabilirsiniz. ateş yakabilmek içinde öncelikle meditasyonun şeklini biraz değiştireceğiz. normalde meditasyonda ateşi tüm bedende hissediyordunuz. artık ateşi tüm bedende hissetmek yerine tek bir noktada hissetmeye çalışacaksınız, geri kalan yerler ise normal soğukluğunda kalacak.

1- masanın üzerine yanan bir mum koyun. dik bir şekilde oturun (mumun üstüne değil). sakince bir süre nefes alıp vererek nefesinize odaklanın. ama bu sefer gözlerinizi kapatmayın.
2- i̇şaret parmağınızı muma yaklaştırın.
3- mumda ki ateşin işaret parmağınızdan içeriye girdiğini, girerken de tüm sıcaklığın parmağınızı kapladığını düşünün.
4- bu sefer ateşi ve ateşin sıcaklığını yalnızca işaret parmağınızda hissedin, bedenin hiçbir yerine götürmeyin.
5- i̇şaret parmağınız sıcakken eliniz ve elinizin tüm parmakları dahil tüm bedeniniz normal ısısında kalsın.
6- 5 dakika boyunca işaret parmağınıza bu sıcaklığı doldurun ve 5 dakika boyunca da bunu yavaşça dışarıya boşaltın. bunu yaparken de parmağınızın tekrar soğuduğunu hissedin.

bu çalışma doldurma ve boşaltma toplamda 10 dakika sürecek bunu 3 kez yani yarım saat yapın. yalnızca parmağınızda ateşi(sıcaklığı) ve soğukluğu hissedene kadar bu meditasyona devam edin. meditasyonu başarı ile tamamladıktan sonra artık ateş yakmaya hazırsınız demektir.

pyrokinezi ateş oluşturma tekniği

pyrokinezi ile ateş yakmak için artık tüm donanıma sahipsiniz demektir. eğer söylediklerimi harfiyen uyguladıysanız tabii. geldiğiniz seviyeden ötürü ateşe ihtiyaç duymadan ateşi hissedebiliyor olduğunuz için bu çalışmada muma ihtiyacınız yok. ha isterseniz yine de kullanabilirsiniz sizin tercihiniz.

1- son anlattığım meditasyonda işaret parmağınıza ateşi dolduruyordunuz ya hah tamda bunu yapacaksınız.
mum kullanmak isteyenler mumda ki ateşin parmağına dolduğunu hayal etsin, istemeyenlerde parmağının ucunda ateşin yandığını ve ateşin sıcaklığı ile birlikte parmağına dolduğunu düşünsün.
2- boş a4 kağıdına çember ve içinde nokta olan bir şekil çizin. i̇şaret parmağınızı noktaya yaklaştırın. parmağınızı kağıda değdirmeyin ama arada çok boşlukta olmasın. parmağınızı kağıda yakın tutun.
3- biraz önce parmağınıza doldurduğunu o ateşin yavaş yavaş parmağınızdan dışarıya çıktığını ve kağıdı yaktığını hayal edin.
4- bu çalışmayı düzenli olarak yaptığınızda kağıtta his oluşmaya başlayacaktır. his oluşuyorsa ateş yakma çalışması için yeterli düzeye gelmişsiniz demektir. bu çalışmaya devam ettiğinizde ateşi yakabilir hale geleceksiniz.
kadınların "evet arkadaş olunabilir, neden olmasın, hepiniz sapık mısınız" sözlerini bir kenara bırakarak açıklama yapayım.

bak bayan! :d erkekler sikiyle yaşar, sikiyle ölür. bu bir içgüdüdür, bizim elimizde olan bir şey değil. öyle bir mekanizmaya sahibiz ki uçan dişi sineğe bile hallenebiliyoruz. ahaha yok o kadar da değil.

şimdi ciddi konuşacak olursam olay şu:

eğer bir kadın bizim güzellik, çekicilik, anlayış kriterlerimize uyuyorsa onunla arkadaş olamayız. siz arkadaş gibi davransanız da içten içe öyle davranamayız, öyle bir özelliğimiz yok.

ama atıyorum çok çirkinsindir, salaksındır, çekiciliğin yoktur, çok aşık olduğumuz bir sevgilimiz vardır seni o gözle göremeyiz falan tamam eyvallah senle en baba arkadaş olabiliriz.

amma velakin ki çoğu durumda sizin arkadaşlık olarak zannettiğiniz şey avının gaflete düşmesini bekleyen aslanın sabır imtihanıdır diyebiliriz.

özet:
yahu bu iki cinsiyet birleşip çocuk yapabiliyor. nasıl arkadaş olabilsinler amk.
etraftaki toksik fanların etkisiyle uzun süre izlememeyi tercih ettiğim ama en sonunda dayamayıp bir çırpıda bitirdiğim anime.

beyblade, pokemon, digimon, naruto gibi yapımlarla büyümüş birisi olarak izlediğim en mükemmel anime olduğunu belirtmeliyim. filozof tarafım bu animede diğerlerinde olmayan devlet, toplum gibi eleştirel yapıyı fark ettiği için yaşadığım zevki tarif etmem mümkün değil. önyargılarınızı bırakın ve 5-10 defa izleyin.

şu sıralar animesini sakız gibi uzatıp bitirmemeye çalışıyorlar ama önemli değil, son kısımları mangadan okursunuz fazla bir şey değil zaten.
8 sezondan oluşan vampir, kurt adam, cadı dizisi. "ergen dizisi bu yhaa" şeklindeki olumsuz önyargıları kenara bırakırsak piyasada bulunan en düzgün vampir dizisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

kendinizi kaptırıp gece gündüz izlemeye başlayınca önce damon salvatore sonra da caaanım hibritim klaus mikaelson ile zevkinizi doruklara çıkarabilirsiniz. klaus demişken the originals isimli spin-off u izlemeyi de ihmal etmeyin. kökenlere yönelik olağanüstü bir yapım.
türkçeye dövüş kulübü olarak çevrilen 1999 yapımı david fincher filmi.

saymadım ama yaklaşık 50 defa falan bitirmişimdir. malum en sevdiğim filmdir kendileri. dizileri altyazılı izlesem de filmlerin uzunluğundan ötürü türkçe dublaj tercih ediyorum. ayrıca film dublajlarımız dizilere kıyasla kaliteli olduğu için bu yapımda da keyif alacağınıza eminim.

şimdi olay şu..

film "sahip oldukların gün gelir sana sahip olur" şeklinde bir alt metne sahip. ne kapitalizm ne komünizm yaşasın anarşizm mottosuyla ellerinden geldiği kadarıyla sistemin içinden geçmeye çalışıyorlar.

evet en özet hali ama. izlerken beyni orgazmı yaşayacağınızın garantisini verebilirim. gerçi yıl olmuş 2024 hala izlememiş olan varsa.. ne diyeyim artık.
uzun süredir kafamda fütursuzca kol gezen bir egzamaya sahibim. bu lanet yüzünden güzelim uzun saçlarımı da kesmiştim :( çeşitli sabunlar, yağlar, sirkeler denememe rağmen hiçbiri bir işe yaramadı. hatta egzama kafam dışında kulaklarımda, sakallarımda, iki kaşımın ortasında da çıkmaya başladı. 3 farklı doktorun önermesi ile ketoral kullandım o da bir işe yaramadı.

caaaanım son doktorumun tavsiyesi ile loprox kullanmaya başladım. yüzümü de onunla yıkadım. banyodan sonrada betasalic losyonu kafama, kulaklarıma falan sürdüm (normalde yalnızca kafa için kullanılıyor, benim gibi yüzünüze sürmeyin). egzama büyük oranda azaldı. bu sihirli çözümdür diyemem çünkü her insanın bedeni aynı değil. burada aynı sorunu yaşayan kişiler paylaşırsa farklı çözümler de okuyabilirsiniz.

tabii ben filozof olduğumdan mütevellit çok nadir banyo yapıyorum bu yüzden egzama yine çıkıyor :d ama aldığınız ürünü düzenli olarak kullanırsanız eminim azalma olacaktır. yine de doktorum bunun kalıcı olduğunu, ömür boyu bu tarz şampuan ve losyon kullanmam gerektiğini söyledi. ne yapalım neremiz doğru ki bu da doğru olsun, ölene kadar hastalıklarla mücadeleye devam.
telepati ile aşık etme benim usta olduğum bir konu. platonik olduğunuz veya ayrıldığınız eski sevgiliniz için aşık ettirme yollarından en etkili olanını yıllarca anlattım ve bir çok insanı sevdiği kişiye kavuşturdum. sizlerde öğreteceğim yöntemi uygularsanız kısa zamanda mutluluğa yelken açabilirsiniz.

başarabilmeniz için anlattığım her şeyi baştan sona okuyup anlamanız ve uygulamanız gerekiyor. çünkü bir şeyi eksik veya yanlış yaparsanız telepati ile aşık etme, aşık etmemeye döner (: o yüzden beni dikkatlice dinleyin.

telepati ile aşık etme nedir?

telepati, insanların zihnine mesaj göndermektir. diğer insanlara düşünce veya duygu gönderip onların zihnini kontrol edebilirsiniz.

ritüel, tekrarlanan eylemlerdir. belli bir şeyi belirli zaman aralıkları ile yaparsan bu senin ritüelin olur. namaz kılmak, tokalaşmak veya yemek yemek için sofrayı hazırlamak bir ritüeldir. tabii günümüzde büyülere veya benim yaptığım gibi büyü olmayan ama tek seferlik uygulanan çalışmalara da ritüel denebiliyor.

bizim konumuzda ise telepati ile aşık etme başlı başına bir ritüeldir. sevdiğiniz kişiye belirlediğim süre kadar bu yöntemi uygulayacak ve onu kendinize aşık ettireceksiniz.

telepati ile aşık etme günah mı?

telepati ile aşık etme tabii ki günah değil. günah olması için büyü yapmanız veya bunu zorla yapmış olmanız gerekiyor. ha bir de aşık etmeyi kötü bir niyet için yapıyorsanız günah olur. ama temelde telepati ile aşık etme günah değildir. çünkü içinde günah olabilecek bir şey barındırmıyor.

telepati ile aşık etme ritüeli nasıl gerçekleşir?

amacımız, zihnine gönderdiğimiz mesajlar ile onu aşık olmaya ikna etmektir. bunun için aşık etmek istediğiniz kişinin zihnine telepatik mesaj göndereceğiz ama öncelikle konuşma metni hazırlayacağız. ben örnek bir metin hazırlayacağım ve sizde gerekli yerlerini kendinize uyarlayıp uygulayacaksınız. peki bu yeterli mi? tabii ki değil. bir insanı yalnızca konuşmayla aşık edemezsiniz. o yüzden konuşma olarak ileteceğimiz mesajla birlikte aşk, sevgi duygusunu da gönderip onu bu duruma hazır hale getireceğiz.

telepati ile aşık etme ritüelini kimler yapabilir?

herkes yapabilir, bu konuda hiçbir sınırlama yok. ama.. eğer aşık etmek istediğiniz kişinin sevgilisi varsa veya evliyse bu tekniği uygulamayın. karma var, size geri döner falan demeyeceğim çünkü benim için öyle şeyler yok. ama bu yaptığınız şey pek etik olmaz. o yüzden ilişkisi olan kişilere bu yöntemi uygulamamanızı rica ediyorum. kötü bir niyetle yapılırsa işe yaramaz veya sana geri dönmez gibi şeyler söyleyen insanlar oluyor maalesef. bakın benim telepati eğitimim bile var. yani bu konuda ciddiye alınabilecek tek kişi benim :d size diyorum ki, söylenen bu tarz şeyler doğru değil ama sizin kötü niyetle bunları yapmanız yanlış bir davranış olur. yine de karar sizin.

sana neden aşık olsun?

kendinize sormanız gereken 2 önemli soru var. sana "neden aşık olsun?" ve "neyine aşık olsun?" direkt söyleyince insan biraz aşağılanmış gibi hissediyor ama bu konuda ciddiyim :d onu söylediğiniz şeylerle ikna edeceksiniz. bu yüzden aşık olunabilecek yanlarınızı belirleyin. siz bunun üzerinde düşünün bende diğer adıma geçeyim.

telepati ile aşık etmek için yapılacak telepatik konuşma

bir kızı kendime nasıl aşık ederim temalı bir yazı yazacağım, siz de bunu kendinize uyarlayacaksınız. kadınsanız erkek aşık etmek istiyor olabilirsiniz -doğal olarak- bu noktada bir sorun yaşamazsınız çünkü neyi, neden söyleyeceğimi belirteceğim. herkesin söyleyeceği şeyler farklı olacağı için öncellikle içinde bulunduğunuz durumu netleştirmeliyiz. bunu da kendi üzerimden anlatayım.

josephine ile sevgiliydim ve aldattığım için benden ayrıldı. benden nefret ediyor. eskiden zekama aşık olduğunu söylemişti çünkü tipim kayık.
• neyime aşık olacağı sorusunun cevabı belli, "zeka".
• peki neden bana aşık olsun? onu mutlu ederim. param var, rahat bir hayatı olur. özünde iyi biriyim, aldatmadığım taktirde.. (tabii bu söylediklerim konuyu netleştirmek için, yoksa kimse ben seni mutsuz ederim lütfen benimle birlikte ol demez :d)

özetle ona mutlu bir gelecek vaat ediyorum. ama şu an benden nefret ediyor, onu beni affetmesi için de ikna etmem gerek. konuşma metnimiz toplamda 4 hücum bölümünden oluşacak.
• onu öv ve savunma mekanizmasını kır.
• kendini acındırıp iyi yönlerini göster ve seni affetsin.
• neden aşık olması gerektiğini söyle.
• neyine aşık olacağını belirt..
saldırı planımız bu şekilde arkadaşlar :p

unutmayın birini ikna etmek istiyorsanız önce ona hak verip sonra hücuma geçeceksiniz. bunun içinde öncelikle onun götünü kaldırmalısınız.

konuşma metnim;

"josephine.. sen çok iyi birisin, mükemmelsin. eğer biri seni seviyorsa dayanamaz, hemen affedersin. özünde iyi birisi olduğumu biliyorsun. seni çok seviyorum. yaptığım şeyden dolayı pişmanım, lütfen beni affet. güzel günlere geri dönelim. mutlu bir geleceğimiz ve güzel çocuklarımız olsun. ben konuştuğum zaman gülümseyerek beyin orgazmı yaşadığını söylerdin ya.. işte onu yapabilecek tek kişi benim.”

evvet gördüğünüz gibi ilk kısımda övdüm ve af diledim, ikinci kısımda mutlu bir gelecek vaadinde bulundum ve ona yaptığım muhteşem etkilerimden bahsettim. bu metni kendinize uyarlayın. uzunluğu bu şekilde olursa yeterli. cümleleri olabildiğince basit tutmaya çalışın.

telepati ile aşık etme tekniği

kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği ve dikkatinizin dağılmayacağı bir yere geçin lütfen.
1- gözlerini kapatın.
2- aşık etmek istediğiniz kişiyi hayal edin.
yalnızca yüzünü değil, belden yukarısını hayal edin.
3- sol memenizin altından kırmızı renkte bir ışığın çıkıp aşık etmek istediğiniz kişinin sol memesinin altından içeriye girdiğini düşünün.
bahsettiğim yerde manevi kalp bulunuyor. çakra gibi bir şey, islam da letaif olarak geçer. bu nokta erkeklerin meme ucunun dört parmak altında, kadınların ise memelerinin altında bulunur. burası düşünce göndereceğimiz yerdir.
4- sağ memenizin altından sarı renkte bir ışığın çıkıp telepati yaptığınız kişinin sağ memesinin altından içeriye girdiğini düşünün.
bu nokta ise ruhtur. bildiğimiz ruh değil sadece isim benzerliği var. her bölgenin rengi olduğu için ona uygun bir renk hayal ediyoruz. bu bölgeyi duygu gönderimi için kullanacağız.
5- sevdiğiniz kişiyi düşünürken aşkınızı derinlemesine kadar hissedin ve bu aşkın sağ memenizin altında sarı renkte topladığını düşünün.
6- bu aşk duygusunu çıkarıp bağlantı sağladığınız ışığın içinden gönderin. telepati yaptığınız kişiye ulaşan bu sarı renkteki aşk duygusunun onun tüm bedenini içten dışarıya doğru kapladığını ve aşkınızı hissettiğini düşünün.
7- duygusal bir şekilde belirlediğiniz konuşmayı yapın.
konuşma metni yazmıştık ya, onu ezberleyin ve kalbinizden geldiği biçimde okuyun.
8- konuşmayı yaparken söylediğiniz her şeyin kırmızı ışığın içinden geçerek onun kalbine ulaştığını düşünün.
söyleyeceğiniz şeyler bittiğinde gözlerinizi açabilirsiniz. ekstra yapmanız gereken bir şey yok günlük yaşamınıza geri dönebilirsiniz.
bu çalışmayı 5 saatte bir yapabilirsiniz.

kesin i̇şe yarayacak mı?


konuşma metnini kendinize uygun bir şekilde tasarladıysanız ve uygulamayı öğrettiğim gibi yaptıysanız evet işe yarayacaktır.

telepati ile aşık etme değil de telepati ile mesaj attırma konusunu öğrenmek istiyorsanız onu da uygun vakitte paylaşacağım.